TSL-W08-Beşiktaş 0-0 Fenerbahçe

 Herkese merhaba,

    Hiç sevmediğim 2 haftalık milli ara sonrası Fenerbahçe'miz ligde Beşiktaş ile oynadı. Kağıt üzerinde iki takımın artıları, eksileri, birbirlerini örtmesi anlamında ilginç bir maç olacağı belliydi. Kadrolar açıklandığında açıkçası Fenerbahçe'nin kadrosunu beğenmedim ama JJ'den iyi bilecek halim yok sonuçta. Normalde sadece Fenerbahçe'nin 11ini yazıyorum ama bu sefer Beşiktaş'ın da 11ini yazacağım çünkü maçı yönlendiren onlar oldu. 

    Beşiktaş'ın 11i: Ersin-Rosier-Tayyip-Saiss-Masuaku-Josef-Salih-Muleka-Dele Alli-Redmond-Weghorst. Değişiklikler: 73'de Ghezzal, Tayfur Bingöl, Gedson Fernandes oyuna girerken, Salih Uçan, Muleka ve Dele Alli oyundan çıktılar. 82'de Redmond-Cenk Tosun değişikliği olurken son değişiklik 88'de Umut Meraş-Masuaku oldu.

    Fenerbahçe'nin 11i: Altay-Serdar Aziz-Gustavo-Attila-Ferdi- Arao-Crespo-Lincoln-İCK, Pedro, Valencia. Değişiklikler: 70'de Batshuayi-MHY-Osayi oyuna girerken Pedro-Crespo-İCK oyundan alınan oyuncular oldu. 86'da Lincol-Alioski değişikliği gelirken 89'da Ferdi'nin yerine Rossi oyuna dahil oldu.

    Önce neden Fenerbahçe'nin 11ini beğenmediğimi söyleyeyim. Benim için Fenerbahçe 3 soru işareti ile çıktı maça. Birincisi bu sezon ilk kez oynayacak olan Serdar Aziz. Fenerbahçe yüksek düzeyde ofsayt çizgisi ile ve belirli bir seviye üstü pasörlerle oynuyor bu nedenle hem Serdar Aziz bu ofsayt çizgisine ne kadar hakim olacak hem de pas yeteneği mevkidaşlarına göre kötü. Ancak açıkçası bu çekincelerim boşa çıktı çünkü Serdar gayet iyi bir maç çıkardı. Uzun dikine pas atmadı elbette ama kısa pasları genel olarak isabetliydi. Ofsayt çizgisini de bozmadı. Jesus ona güzel bir rol çizmiş buna daha sonra değineceğim. İkinci soru işaretim sol kanat bek olarak Lincoln idi. JJ ek temiz bir ayak istediğinde Lincoln'ü o bölgede kullanıyor ancak elinde Alioski varken Lincoln tercihini ben anlamlandıramıyorum. Lincoln de defansif olarak gayet iyi bir maç çıkardı. JJ savunmada farklı bir rol vermişti Lincoln'e ona da birazdan değineceğim. Üçüncü soru işaretim İCK idi. İCK çok yetenekli bir oyuncu, kötü oynarken bile attığı bir şut ile oyunu değiştiriyor evet ama bu tarz yüksek pres mücadelelerinde bence eksik kalıyor. Hem hücumda o baskıdan kaçamıyor, hem defansta gerekli presi yapamıyor. Ben maç öncesi sakatlık haberi çıksa da kadroda olan Emre Mor'u ya da sakatlığı var ve oynayamayacak durumdaysa MHY'i 11de tercih ederdim. Osayi önü Ferdi de bir seçenek olurdu 70-90 arası olduğu gibi.

    Gelelim takımlar oyunu nasıl ele aldı kısmına. Açıkçası öncelikle söylememiz gereken şu ki kötü bir maç oldu. Tempolu oynayan 2 takım için çok daha fazla şey vaat eden bir maçtı. Dağ fare doğurdu tanımı uygun sanırım. Maç öncesi kafamda geçen senaryolarda BJK'nin çok faul yapması, bununla beraber hakemin az kart göstermesinden çekiniyordum ki öyle de oldu. Beşiktaş 19 faul yaparak karşılığında sadece 2 sarı kart ile maçı tamamladı. İlk yarıda Weghorst'un Gustavo'ya attığı dirseğe kart çıkmaması inanılmaz. İkinci yarıda Dele Alli'nin bir faulü var ki direk kırmızı kart çıkabilirdi. Saiss'in de maç içinde sarı kart beklediğim birden fazla faulü oldu. Ayrıca Fenerbahçe'nin 1 penaltısının da verilmediğini (Saiss'in Serdar Aziz'in boynuna dirseğini dayadığı pozisyon) düşünüyorum. Beşiktaş'ın sürekli sert fauller ile takımın oyunu kesme planı hakem yardımıyla işe yaradı. Hakemi baskı altına alma işini de tribünler, kulübe ve saha içinde 2 eski oyuncumuz Salih ve Josef almıştı.

    Beşiktaş açısından çok iş yapar gibi görünüp hiçbir iş yapamadıkları bir maç oldu. Ev sahibi ekip maçı 90+2'de Tayfun Bingöl'ün zayıf bir kafa vuruşuyla tek isabetli şut ile tamamladı. Durum Fenerbahçe için de farklı değildi tabi ki. JJ ile birlikte hücum futbolunu övdüğümüz Fenerbahçe bu maç çok edilgen kaldı. Uzun top kontralarla savunma arkasına sarkmaya çalışan sarı-lacivertliler bir kaç kez başarılı olsa da istediği sonucu alamadı.

    Önce momentum grafiğini eklemek sonra da bana göre iki takımı değerlendirmek istiyorum. 

    Bu maça Beşiktaş açısından bakacak olursak 2ye ayırmak lazım. Ghezzal öncesi ve sonrası. Ghezzal öncesi beni şaşırtan hamle Fernandes'in 11de olmamasıydı ancak mantığı çok netti. Gedson Fernandes dribling ile çıkmayı seven bir oyuncu. Fenerbahçe'nin yoğun baskısıyla top kaybedip kalesinde tehlike görmek istemeyen Valerien Ismael bence doğru bir hamle ile onu 11e koymadı. Beşiktaş'ın hücum planı şuydu. 6 oyuncu savun 4 oyuncu gol ara. Sahada 4-2-4 benzeri bir yapıdaydı siyah beyazlılar. Ancak benim anlamadığım nokta şu oldu. Fenerbahçe sene başından beri yüksek ofsayt çizgisi ile oynuyor. Bunu bile bile 6sı ilk yarıda olmak üzere 7 kez ofsayta düştüler. Bütün hücum aksiyonları ofsayat çizgisini yenmek üzerine olması gerekirken sanki hiç çalışmamaışlar gibiydi. Ghezzal girdikten sonra Fenerbahçe'nin de Crespo sonrası oyundan düşmesiyle oyun ilk kez Beşiktaş hakimiyetine girdi. Bu bölümde de Ghezzal'ın toplarına vuramadılar ya da duran toplarla etkili olabildiler. Fenerbahçe Crespo sonrası oyundan düştüğünde faul yapmaya başladı. Bu da Beşiktaş'a yaradı.

    Gelelim Fenerbahçe ve JJ'nin planına. JJ her oyuncuya özel bir direktif vermişti. Sırayla bakalım. Kaleci Altay'a topu tuttuğunda Valencia-Lincoln hattına uzun oynamasını söylemiş, sürekli burayı denedi kaptan. Benim hatırladığım isabetli bir pozisyon olmadı ama. Attila'nın görevi Muleka'yı tutmaktı. Macar "komutan" tüm maç Muleka'yı kapattı ve oyuncuyu sahadan sildi. Gustavo'nun görevi Weghorst ile birebir oynamaktı. Maçın genelinde çok iyi yerine getirdi görevini. BJK'nin ana planlarından biri Weghorst'a uzun ve yüksek oynamaktı ki Gustavo bu toplarda Weghorst'u sürekli bozdu, rahat top aldırmadı. Weghorst da hızlı ve driblingli bir oyuncu olmadığından Gustavo'nun ana zaafını kullanamadı. Serdar Aziz mücadeleci ama serbest oyuncu rolündeydi. Genel olarak baskı görmediğinden kısa yan paslarla oyunu kurdu. Dele Alli o bölgeyi zorlamaya çalışsa da Serdar'ı geçemedi. Ferdi'nin görevi Redmond idi. İngiliz oyuncuya göz açtırmadı. Lincoln'ün görevi defansı 5lemek, orta sahayı 4lemek idi. Top Beşiktaş'ta iken sürekli bek gibi gelip savunmayı 5leyen Brezilyalı oyuncu top bizdeyken orta sahanın sol kanadı gibi ileri çıktı. Tüm maç ileri geri yüksek tempolu oynadı. Bu yüzden Jesus bu bölgede kendisini oynatıyor bence. Arao bu maç hücum preste yer almadı. Savunma güvenliğini ona emanet etmiş sanırım Jesus. Crespo yine tüm orta sahayı tek başına çevirmeye çalıştı, tüm pres ona aitti. Oyunu 70dk kontrol edebildiysek bu Crespo sayesinde oldu. O çıktıktan sonra oyun Beşiktaş'a geçti. İCK sağ kanatta oyun kurucu rolündeydi. Ferdi ile sağdan ne zaman çıksak topu İCK'ya geçirmeye çalıştık ama İCK istediği/beklenen etkiyi yapamadı. Pedro'nun Rolü Saiss'i ileri çekmekti. Top almaya 10 numara bölgesine gelerek Saiss'i beraberinde çekmeye çalıştı. Valencia bence maçın en iyisi idi. Çok koştu, mücadele etti, pozisyon yakaladı ama sonunu getiremedi, Tayyip'i geçemedi. (Tayyip de Beşiktaş'ın en iyisi idi bence)

        Bu maçın sonucu iki takımı da yaralamayacaktır. Galibiyet iki takım için de "boost" etkisi yapacaktı kuskusuz ama kötü oyun sonrası beraberlik iki camiayı da olumsuz etkilemeyecektir. Özellikle Valerien Ismael için Trabzonspor maçına kadar zaman kazandı diyebiliriz.

    Fenerbahçe dünya kupası arasına kadar 6 haftada 10 maç yapacak. Sıradaki maç hafta içi (6 Ekim) Avrupa Liginde AEK maçı. Bu maçtan farklı kaç oyuncu ile sahaya çıkacak (beklentim min 6) merak ediyorum. Şimdiden 11 tahmini de yazayım: Altay-Serdar-Gustavo-Attila-Osayi-Alioski-MHY-İsmail-Emre Mor-Arda Güler-Batshuayi

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Beyin Cimnastiği - Fenerbahçe için yeni bir diziliş ve görev paylaşımı önerisi

2024-2025 Fenerbahçe Oyun Planı ve Kadro Planlaması

Konferans Ligi 2. Ön Eleme Turu-1.Maç: Fenerbahçe 5-0 Zimbru Chisinau (Moldova)