TSL-W01-Fenerbahçe 3-3 HK Ümraniyespor
Herkese merhaba,
Fenerbahçe TSL açılış haftasında ligin yeni ekibi Ümraniyespor ile kendi sahasında 3-3 berabere kaldı. Bu yazıda oyunun oynanışını, artıları, eksileri, ihtiyaçları kendi penceremden dilim döndüğünce anlatmaya çalışacağım. Tüm yazılarımda olduğu ve olacağı gibi Fenerbahçe penceresinden maçı okuyacağımı baştan belirtmek istiyorum.
Yazıma ligin yeni ekibi Ümraniyespor'u tebrik ederek başlamak istiyorum. Geçen yılki kadrolarının üzerine minimal eklemelerle ne oynadığı belli olan net bir takım çıkarmış teknik direktör Recep Uçar. İlk hafta itibariyle ligde kalmaya aday bir oyun oynadıklarını söylesem yanlış olmaz.
Fenerbahçe maça kalede Altay, sağ bek Ferdi, stoperler Gustavo-Attila, sol bek Luan Peres, sağ kanatta Emre Mor, sol kanatta Rossi, orta ikili Arao-Lincoln, hücum hattında ise Valencia ve King 11iyle çıktı. Fenerbahçe'nin sahaya yayılımı hem hücumda hem de savunmada farklıydı yine. Ancak Jesus bu maçta hem çok fazla yeni oyuncular ve özellikle yeni ikililer sahaya sürdü hem de oyun formatında farklılıklar yaptı.
Hücum kısmında Fenerbahçe önceki maçlarda gösterdiği gibi 3lü oynadı ancak bazılarının asla anlamadığı gibi her 3lü aynı değildir ve Fenerbahçe önceki maçlarından farklı bir 3lü anlayışla oynadı. İlk 3 resmi maçta Fenerbahçe iki stoperin arasına giren Arao ile 3lüye dönerken bu maçta Attila'nın ortaya kayıp Luan Peres'in sol stopere kaydığı bir 3lü savunmaya döndü hücumda. Verilen bir çok pozisyonun da bu anlayışla beraber seçilen oyuncular sonucu ortaya çıktığını birazdan anlatacağım. 3lü savunmanın önünde Arao, sağ kanatta Ferdi, sağ içte Emre Mor oynadı. Sol içte Rossi, hücumcu merkez rolünde ise Lincoln vardı dün akşam. Sol kenarda kimseden bahsetmedim fark ettiyseniz. İşte bu şekilde asimetrik bir diziliş yarattı Fenerbahçe ve bence bu diziliş için seçilen oyuncularla birlikte kendi sonunu hazırladı. Peki Fenerbahçe ilk 3 maçta nasıldı derseniz yukarıda değindiğim 2 stoper + ortada Arao, sağ kanatta Osayi, sol kanatta Ferdi, merkezde İsmail/Zajc/Crespo (3ü de farklı özellikler getiriyor) sağ iç İrfan/Emre Mor, sol iç Rossi/Lincoln ve 2 gezgin forvet şeklinde idi. Sahanın ortasını biraz daha boş bırakan ama simetrik bir yapıydı..
Defans kısmında ise Fenerbahçe rakibini çok net bir 4-4-2 ile karşıladı. İlk başta belirttiğim rollerle 4-4-2 durdular rakip karşısında. Ümraniyespor ne yaptı ona da değinmek lazım. Defansif doğruları Fenerbahçe'nin hücumda 3lüye döneceğini bildiği için 3 oyuncu ile önde basmaları oldu. Bence bu sezon bir çok takım bunu yapacak Fenerbahçe'ye karşı. Bu baskı hattı ne kadar hızlı kırılırsa o kadar avantaj yakalar Fenerbahçe. Çünkü Fenerbahçe pasla çıktığı için rakip bu baskıyı Fenerbahçe ceza sahası önünde veya yarı sahasının ortasında yapmak zorunda. Bu da takım boyunun uzun olması orta sahada boş alanlar bulmamız demek ki bu maç bu alanlarda Emre Mor çok etkili driblingler yaptı. Negatif tarafını da görelim bu ilk baskıda kaptırılan toplar doğrudan kaleci ile karşı karşıya bırakır rakibi, ki henzüz 48.saniyede sol kanatta kaptıkları topla sağ kanatta oynayan oyuncuları Altay ile karşı karşıya kaldı. Altay gibi 1e1de çok iyi bir kalecimiz olmasa ve oyuncu iyi bir vuruş yapabilse maça 1-0 yenik başlayacaktık. Bu baskıyı delmek için ne yaptık? Açıkçası Fenerbahçe asimetrik dizilişi nedeniyle bu baskıyı rahat kıramadı. Çünkü solda bir opsiyon yoktu, sağda Ferdi'ye, ortada Arao'ya 2.baskı gelmesi yetti baskının işe yaraması için. Sonucunda sık sık (bence Jesus'un istemediği kadar) uzun vurmak zorunda kaldık. Ek olarak 3 stoper de Arao kadar hızlı ve net paslarla oynamadıkları için süre bakımından da hızlı geçemedi o ilk baskıyı. Ümraniyespor'un hücumdaki doğrusu ise topu hızla kanatlardan ileri taşıdılar. Tüm hücum geçişlerinde toplar taç çizgisi ile kenar stoperler arasına (Gustavo-Peres) atıldı. Solda kimse yoktu Peres tek kaldı, sağda ise Ferdi'nin ana görevi hücumda olduğundan Gustavo yalnız kaldı ve çok kolay delindi. Özellikle Gustavo yavaş kalıp geçildikçe diğer iki oyuncu sağa yanaştı ve sol kenar boşa düştü. Kanattan hızlı çıkışlar Anadolu takımlarının ana oyunu bu nedenle bu sistem bu tarz maçlarda delinmeye çok açık. Bonus doğrusu ise duran top hücumlarına iyi çalışmışlar. Anadolu takımları büyüklerle oynarken bunu default olarak yapıyorlar zaten ama 2 duran top golü onlar açısından tebrik edilesi, bizim açımızdan ise can sıkıcı.
Peki gelelim asıl soruya. İlk 3 maçta hücumda bitiremese de oyunu kontrol eden Fenerbahçe'nin sistemi neden değişti, değiştiyse neden çalışmadı? Öncellikle şunu belirtmek isterim ki formasyonlar, dizilişler hatalı değildir. Doğru oyuncular, yeterli ezber ve taktiğe bağlı olmakla her sistem işler. İşleme verimi hem rakibe, hem de oyunculara göre değişkenlik gösterir ancak işler. Fenerbahçe bence hem yeni bir anlayış hem de yanlış oyuncu seçimleri yaptı dün akşam. Yanlış anlayış kısmına yukarıda biraz değindim. Ferdi'nin önde kalması, Rossi'nin gelememesi nedeniyle kanatlar çok boşta kaldı. Gerçekten hızlı ve hamleli kenar stoperleri de olmayınca hızla delindi Fenerbahçe. Peki bu sistem daha verimli olabilir miydi? Bence farklı bir 11 ile daha doğru bir kurgu oluşabilirdi. Şöyle ki sağ bekte Osayi, sol kanatta Ferdi ile başlayabilirdi (Rossi veya King yerine) diye düşünüyorum. Hem Osayi Ferdi'ye göre daha rahat git-gel yapabilecek atletizmi ile Gustavo'ya daha yakın olurdu hem de solda Ferdi geçen sezonki kanat bek performansına yakın bir anlayışla defans koşularını yapardı. Eğer Arao defans ortasına girip top çıkarmayacaksa çok etkisiz bir oyuncu haline geliyor. Onun hücumdaki net katkısı bu. Bu yüzden bu rol onda olmayacaksa oynaması doğru değil bence. Bu sistemde oynamak için 2li orta sahayı geçen yıldan Crespo-Zajc kurmalıydı Jesus diye düşünüyorum. Hem defansif hem de ofansif olarak daha etkili bir iş birliği olurdu Lincol'ün defansid zaafları da düşünülürse. Kısacası bu oyun anlayışıyla (sol bekin 3. stoper olduğu) sahaya çıkacak takımın 11ini ben şu şekilde tercih ederdim: Altay-Osayi-Tisserand(Gustavo)-Attila-Peres-Emre Mor-Crespo-Zajc-Ferdi-Valencia-Rossi(King)
Gelelim maça. İlk tehlikeyi 46.saniyede Ümraniyespor yakaladı. Yapılan pres sonucu kapılan top savunmacıların arasına koşu atan kanat ve karşı karşıya bir pozisyon. Ama hem kötü vuruş hem de Altay birleşince maça yenik başlamadık. Dakika 12de Arao'nun sarı kartı aklıma (çoğunluk gibi) Kiev maçında İsmail Yüksek'in kartını getirdi, devre arası değişiklik gerekiyor atılmaması için. Dakika 18de sağdan kullan korner sonucu VAR incelemesi ile penaltı kararı geldi. Karar doğru. Gustavo ile yükselen oyuncunun eli yukarıda ve açık, top çarpınca da penaltı. Penaltıyı kullanmaya gelenin Valencia olması yürekleri ve küfürleri ağza getirse de bu sefer penaltı golle sonuçlandı (kaleci köşeyi bildi). Dakika 22de Valencia'nın gördüğü kart kolayca kırmızı da olabilirdi. Tabi ki kasıt yok ama kırmızıya yakındı. Dakika 29da beraberlik golü geldi. Basit bir korner organizasyonunda Lenjani'nin ortasında Glumac kafayı vurdu. Aslında Mrsic bence aktif ama sanıyorum ki Altay'ın toptan çok uzak kalması pozisyonun gol olarak değerlendirilmesine neden oldu. Buradaki en sinir olduğum şey rakibin duran top kafacısının Glumac olduğu çok bariz, Gustavonun onu savunması gerekirdi. Buna ek olarak Fenerbahçe'nin duran top savunmasını hiç beğenmediğimi söylemem lazım. Aynı şeyi Slovacko maçında da gördüğüm için dikkatimi çekti. Fenerbahçe yay çevresini boş bırakıp 6 pas çizgisine diziliyor. 2 oyuncu korner direğine yakın, 2 oyuncu penaltı noktası civarında geri kalan oyuncular 6 pas çizgisi üzerinde bu da yay çevresinin rakibin kontrolüne bırakılması demek. Hem geriden koşularla hem de uzaklaştırılan toplarda rakip avantajlı oluyor. Umarım sıradaki maçla beraber bu değişir. İlk yarının devamında Fenerbahçe'nin ana silahı Emre Mor oldu. Driblinglerle topu 3.bölgeye taşıyor ama sonrasında sorun yaşamaya devam ediyoruz. 45+2de 2.golümüz geldi. Ferdi-King-Rossi hızlı oyunu sonrası Rossi içeri çevirdi ve Valencia gol yapabildi. İkinci yarıya Arao-İsmail değişikliği ile başladı Jesus ve ilk yarı yapılmayan ön alan presini yapmaya başladı Fenerbahçe. 45-60 arasında 4 tane gol olabilecek pozisyon yakaladık ama bitiricilik sorunlarımızla yine değerlendiremedik. 64te Valencia ve Emre Mor yerine Zajc ile Bruma girdi. Emre Mor yorulmuştu ama Rossi ve King daha kötüyken onların değişmesi gerekirdi diye düşünüyorum. Aynı dakikada Ümraniyespor da 3 oyuncu birden değiştirdi. Dakika 67de Ümraniyespor korneri yerden yaya doğru çıkardı, oyuna yeni giren Valentin Gheorghe düzgün bir vuruşla Altay'ı mağlup etti. Burada gerek set yerleşimi, gerek o pas süresince atılmayan koşu can sıkıcıydı. Altay da topu tutabilirmiş gibi göründü TV başından, acaba göremedi mi ya da bloklanır diye mi düşündü diye geçirdim aklımdan. Bu golün şokunu atlatamamışken bize göre sol taç çizgisi ile Peres arasına atılan topla pozisyona girdiler ve Peres'in müdahalesi penaltı kararı çıktı. İlk müdahale net bir biçimde dışarda olsa da ceza sahası içinde ikinci bir müdahale (ilk müdahale sonucu vücutların teması aslında) olduğuna kanaat getirdi hakem ve VAR iptal etmedi. Penaltıda Altay ters köşeye atladı ve 3 dakika içinde (1dksı VAR) 2-1den 2-3 oldu maç. Santra yapılırken Rossi-King yerine Berisha-Serdar Dursun ikilisi oyuna girdi. Fenerbahçe üretmeye çalışan taraf, Ümraniye fırsat kollayan taraftı. Dk 82de uzun topta defans ile kaleci arasına giren Berisha'nın kaçırdığı net bir pozisyon vardı. Dk 90+2de ise Zajc çok şık bir hareketle döndü, fırsatçılık yapan Berisha'nın şutuyla skor 3-3e geldi ve maçın skoru bu oldu.
Bu maçta Fenerbahçe'nin ihtiyaç duyduğu forvetin önemini bir kez daha anladık. Sert, kalıplı, yüksek topları stoperlere bırakmayacak, topu tutabilen(hem bekleten hem de ezmeyen), topu pas olarak aktarabilen ve doğru koşularla tek vuruşta gol yapabilecek birisi gerekiyor. Hava toplarında etkili olması bonus olacaktır. Bu tanıma teorik olarak ismi anılan Maxi Gomez (Celta yılları) çok uyuyor aslında ancak son yıllardaki sert düşüşü bende ciddi bir soru işareti maalesef.
Oyuncu performansları özelinde iyiler ve kötüler dersek;
Kötüler: Gustavo, Peres, King
İyiler: Valencia, Emre Mor, Zajc
Gelelim genel maç sonu değerlendirmesine. Bu maç özelinde Jesus'un, ekibinin ve oyuncuların maçı çok ciddiye almadığını düşünüyorum. Jesus bu maçı da bir hazırlık maçı olarak gördü bence. Hem yeni transferleri hem de alternatif oyun anlayışını denemek istedi. Akıllı bir teknik adam olduğu için bu maçtaki hatalardan ders çıkaracaktır diye düşünüyorum. Önce BJK sonra GS transferlerinden sonra Fenerbahçe taraftarı genel olarak umutsuzluğa kapıldı ki taraftar olarak bu normal. Ancak benim oyuna ve hocaya güvenim tamamen devam ediyor. Ben bu maçtaki asimetrik dizilişten ziyade ilk maçlardaki dizilişi daha uygun buluyorum. İlk maçtan (ve tek maçtan) net yorumlarda bulunmak zor ama Gustavo bu tarz rakiplere karşı oynayamayacaktır ya da etrafını çok iyi şekilde doldurmak zorunda kalacak Jesus. Camia üzerindeki kara bulutları dağıtacak 2 hamle var bence. Önce top tutan güçlü ve bitirici bir santrafor, ilave olarak da insanların savunmada aklı kalmayacak hızlı net bir stoper. Bu 2 transfer ve ilk 3 maçtaki oyunla bu ligi domine edebiliriz. Unutmayalım ki hem bu sadece ilk maç (ki bence Jesus hazırlık maçı gibi kullandı) hem de bu kötü oyunla bile 3 ana rakibimizden çok daha fazla pozisyonlara girdik.
EDIT: Momentum grafiği çok beğenildiği için geçmişe dönüp eklemek istedim.
Yorumlar
Yorum Gönder