Nereden Geldiğini Unutmamalı İnsan: 2021-2022 sezonu

 Herkese merhaba,

    İlk yazımda bu blogun ana amacının 2022-2023 sezonu ile ilgili olduğunu söylemiştim. Ancak futbolun bir süreç olduğunu da unutmayalım. Birbirini tanıyan takım klişesi tamamen saçmalık değil elbette. Formasyon uyumu, ikililer, üçlüler önemlidir. Bir bekin önünde oynayacak adamı tanıması ona artı getirir. Stoper ikilisi ne kadar birbirini tanırsa o kadar içsel davranabilir gelen pozisyonlarda. Aynı şekilde bir kalecinin önündeki defans oyuncularını tanıması da aynı şekilde önem arz eder gelen ataklar karşısında pozisyon almasında. Örnekleri diğer pozisyonlar için de uyarlarız rahatça. Tek tek mevkilere ve rollere dalıp uzatmayalım.

    Peki Fenerbahçe geçen yıl ne yaptı hatırlayalım. Sezona daha önce teneke bağlanıp kovalanan Vitor Pereira (VP) ile başladı. Bu öncelikle herkesi çok şaşırttı ve kızdırdı. Bunun 4 nedeni vardı. 

1) Ali Koç önceki sezon bittiğinde yaptığı açıklamada Marcelo Bielsa seviyesinde bir hoca ile çalışacaklarını açıklamıştı. Bielsa kimdir diye burada anlatmayacağım tabi ki ama kendisi profesyonel düzeyde kupası olmasa da A sınıf hocalardan biri olarak kabul görür. Böyle olunca Ali Koç bir çok defa yaptığı hatayı tekrarlamış oldu ve çıtayı çok yükseğe koydu. Sonuçta da VP gelince tepki hayal kırıklığı oldu. 

2) VP ne olursa olsun teneke bağlanıp kovuldu bu takımdan. Tarihin en iyi kadrolarından biriyle (ki bence en iyisi idi) sürekli rotasyon, oturmayan takım, Galatasaray kupa maçındaki hali tavrı sonunda taraftarın sabrını taşırmıştı. Ligi aslında hakem hatalarıyla Beşiktaş'a kaptırmıştı belki ama yine de bu takımın hakkı açık ara şampiyon yapmaktı, yapamadı. Oldukça kötü bir Galatasaray'ı kupa finalinde yenip kupayı alarak taraftara bir teselli verebilirdi o da olmadı. Kesin kovulur denildi, yeni sezona o başladı. Takımı 3lü defans ile hazırladı. Mbappe'yi vitrine çıkaran Monaco karşısında Emenike'nin inanılmaz performansıyla çok iyi oynayan takım kıl payı elendi ve bu artık Aziz Yıldırım için bardağı taşıran son damla oldu. VP kovuldu, taraftar memnun oldu. Bu yanlış/geç/sabırsız karar (hangisini düşünürseniz düşünün) Fenerbahçe'nin 2 sezonuna mal oldu.

3) Geçen sezon Emre Belözoğlu sportif direktör yapılmış, iyi bir takım kurulmuş, Erol Bulut 6 ay beklenerek teknik direktör seçilmiş, devre arasında hocanın istediği transferler yerine İrfan Can Kahveci ve Mesut Özil transferleri yapılmış ancak son 10 hafta kala Fenerbahçe şampiyonluk yarışının dışında kalmıştı. Fatura Erol Bulut'a çıkarılmış, Emre Belözoğlu takımın başına geçmişti. Son haftayı Fenerbahçe 8 galibiyet, 1 beraberlik ve 1 mağlubiyetle şampiyonun 2 puan gerisinde 3.bitirmişti. Camianın bir kısmı A sınıf hoca isterken bir kısmı maceraya girmeyelim Emre Belözoğlu ile devam edelim istiyordu. 

4) Taraftar VP ismine hazırlıksız yakalandı. Eskiden Beşiktaş'ı çalıştıran Slaven Bilic ile anlaşıldığı, Bilic'in Çin kulübünden kontratını almaya çalıştığı haberleri dolaşırken bir anda 4 sayfalık açıklamayla VP geldi. Bu taraftar için önce şok, sonra da kızgınlığa neden oldu.

    Fenerbahçe bu kadar negatif başladığı sezon nasıl gitti peki? VP gelmeden önce 2 oyuncu transfer etmişti Fenerbahçe. Bundesliga 2 gol kralı, yerli oyuncu Serdar Dursun ve Alanya'da 2 sezon çok iyi top oynayan bir zamanların Tottenham ve İngiltere milli takım futbolcusu (sonradan alkol problemleri nedeniyle kulüpsüz kalan ama Alanya'da tekrar doğan) Steven Caulker. Taraftar için Serdar yedek forvet, Caulker ise Attila'nın yanına iyi bir eklemeydi. Ama öyle olmadı. VP 3lü defans ile oynayacağını, Caulker'ın çok yavaş olduğunu söyledi. Eskiden kendisi ile kavga eden  Çin liginde oynayan koreli stoper Kim Min Jae transfer edildi. Sağ kanat bek ve sol kanat bek isimleri ortaya çıktı ama alınmadı. VP sağ kanat beke önde bal yapamayan arı Bright Osayi Samuel'i, sol kanat beke ise 10 numara-Kanat oyun kurucu olarak gelecek beklenen ama bir türlü katkı vermeyen, gitmesi istenen genç oyuncu Ferdi Kadıoğlu'nu devşirmek zorunda kaldı. Önceki yıl hiç beğenilmeyen Tisserand'ı takıma monte etti. Orta sahaya bir transfer istedi. Önce Estaquio ve Morita isimleri çıktı, sonra önceki sezon 2.Portekiz ikinci ligi MVPsi Miguel Crespo geldi. Forvet transferi için son günlere kadar beklendi. MLSden Rossi, Salzburg'dan Berisha, eski wonderkid Max Meyer transferleri geldi. 

    Fenerbahçe sezonu Avrupa maçlarında sakatlar ve olmayan tranferler nedeniyle genç oyuncular oynatarak geçti. altyapıdan oyuncu fetişi olan Fenerbahçe taraftarı iyi sonuçlar ve kısmen iyi oyun ile beraber mutlu bir giriş yaptı. İlk milli araya kadar her şey iyiydi. Ancak Tisserand & Gustavo & Altay'ın sakatlıkları, Kim Min Jae'nin Ali Şansalan tarafından Trabzonspor maçında haksız ihracı, maç sonrası Ali Koç'un havalimanında megafon saçmalığı, Mesut Özil'in düzenli oynamaması birleşti basındaki art niyetli seslerle cahil sesler toplaştı ve VP'ye saldırdı. VP takımı toparlayamadı, takım iyice dağıldı ve sonuç hüsran oldu. VP gönderildi, yerine bir süre Zeki Murat Göle çıktı maçlara ki korkunç bir performans gösterdi takım sahada. Bu arada bu takım başta Rıdvan Dilmen'in istediği Mesut Özil merkezli "yetenekli ama tembel" takımdı. Maçın çoğunda 9 kişi oynayan Karagümrük'ü yenemeyince yönetim acilen bir "caretaker" teknik direktöre İsmail Kartal!a yöneldi. İsmail Kartal geldiğinde Fenerbahçe Konferans ligi, Türkiye kupası ve ligde mücadele ediyordu. Konferans liginde Slavia Prag ile eşleşilmişti. Konferans liginde 1-2 tur geçilmesi taraftara moral olacaktı. Ligden kopulmuş ve lider Trabzon'un çok arkasında kalınmıştı. Bu da kupayı mutlak hedef yapıyordu. İsmail Kartal ana sorunu takımın fizik gücünde bulmuş, takıma kondisyon yüklemeye başlamıştı. Bu sırada önce Avrupa'dan çok kötü 2 maç sonrası elenilmiş (Altay olmasa iki maç da farka giderdi), daha sonra ikinci yarının tamamını 10 kişi oynayan Kayserispor''a 90dk tek kale oynayıp gol atamadıktan sonra son dakika frikik golüyle elenildi. Bu artık taraftarın sabrının bittiği yerdi. 

    Taraftar tribünde hiç olmadığı kadar güçlü protestolara başlayacakken sahada doğan bir güneş gördü: Arda Güler. Ali Koç'un ilk döneminde Gençlerbirliği altyapısında o yaştaki bir oyuncu için ciddi bir meblağ ile transfer edilen Arda Güler ilk kez VP ile sahaya adım atsa da ciddi süreleri "kontrollü biçimde de olsa" İsmail Kartal ile aldı. Sahadaki duruşu, yaptıkları, liderliği, yılmaması, yeteneği vs her şeyi ile taraftarı büyüledi. Tek kulvarda kalan Fenerbahçe fiziki gücün artması ve ideal 11i bulmanın da rahatlığı ile arka arkaya galibiyetler almaya başladı. Fenerbahçe'nin artık herkesin ezbere sayabildiği bir 11i vardı: Altay-Osayi-Serdar Aziz-Kim Min Jae-Ferdi-Crespo-Zajc-İrfan-Mert Hakan Yandaş-Rossi-Serdar Dursun. Oyuna son 15-20 dk kala giren süper yetenek Arda ise taraftarları tribüne çeken asıl nedendi. Fenerbahçe iyi getirdiği son düzlüğü sakatlıklarla topal bitirse de rahat bir ikincilik aldı. Hatta 2 Trabzonspor maçında verilen 2 hatalı kırmızı kart olmasa kazanabileceği puanlarla yaratacağı puan farkının altında bitirdi.

    Fenerbahçe taraftarı umutluydu. Ya marka bir isim gelecek ya da İsmail Kartal ve sistemi devam edecekti. Takımdaki eksikler belliydi. Tecrübeli bir yedek kaleci, yedek sol bek, crespo'ya bir yedek ve 11e net, tartışılmayacak 20 golü rahatça atabilecek bu ligin dinamiklerine uygun güçlü fizikli bir santrafor. 

                                                        Peki öyle mi oldu ?  :)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Beyin Cimnastiği - Fenerbahçe için yeni bir diziliş ve görev paylaşımı önerisi

2024-2025 Fenerbahçe Oyun Planı ve Kadro Planlaması

Konferans Ligi 2. Ön Eleme Turu-1.Maç: Fenerbahçe 5-0 Zimbru Chisinau (Moldova)